Published On: Pts, Haz 4th, 2018

T.C. Dışişleri Bakanlığı’na eleştiri yazısı

Share This
Tags

Tarih    : 04 Haziran 2018
Sayı      : 2018-001
Konu    : Abhazya Cumhuriyeti

 

Sayın Mevlut ÇAVUŞOĞLU
T.C. Dışişleri Bakanı

A N K A R A

ABHAZYA ABHAZYADIR.

“Bugün bazıları ‘Abhazya Rusyadır’, bazıları da ‘Abhazya Gürcistan’dır’ diyorlar ama Abhazya Abhazya’dır.”

Türkiye Cumhuriyeti yetkilileri ve Bakanlığınız bir kez daha Abhazya Cumhuriyeti hakkında dayanaksız, zoraki değerlendirmelerde bulunmuş; bölgemizde bir siyasi türbülans yaratmayı amaçlayan reel diplomasiyi ıskalayan dış politikanızın alışkanlığı olan jeopolitik kağıt falına devam edilmeye çalışılmıştır

Ancak öncelikle belirtelim ki bu söylem ve yaklaşımlarınız bölgemizde artık herhangi bir etki yaratmıyor, önemsenmiyor; amaçladığınız türbülans Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olan Kafkas diasporasında gerçekleşiyor, infial doğuruyor.

Bildiğiniz-ya da kuvvetle muhtemel bilmediğiniz-gibi silahlı darbe sonucu Tiflis’te iktidara gelen askeri konsey, Şubat 1992’de “1978 tarihli Gürcistan anayasasının feshedilmesi” ve Abhazya ile devlet-hukuk ilişkileri öğelerinin yer almadığı “1921 tarihli Gürcistan Demokratik Cumhuriyeti anayasasına geçilmesi” kararı almıştır. Hukuki açıdan Abhazya’nın devlet-hukuk ilişkileri içinde bulunduğu Gürcistan’ın böyle bir karar almasından sonra Abhazya ile düzenlenmiş hiçbir hukuki ilişkisi olmayan yeni bir devlet, Gürcistan Demokratik Cumhuriyeti kurulmuştur. Dolayısıyla hukuken  “Abhazya Cumhuriyeti, topraklarında devlet egemenliğini kendi iradesiyle ve başka hiçbir iktidara bağlı olmaksızın gerçekleştiren egemen bir devlettir.” Abhazya’nın bağımsızlığı, egemen devletliği o kadar hukukidir ki 1992 yılında Gürcistan Abhazya’ya “Gürcü haydutları, soyguncuları yakalama gerekçesiyle saldırmıştır.

Tarih boyunca Gürcistan ve Abhazya’nın belirlenmiş kendi toprakları ve sınırları olmuştur. Gürcistan’ın ve bütün eski SSCB’nin sınırlarından bahsederken, bu cumhuriyetlerin BM’ye kabul edilmeleri olgusunu, sınırların ve toprakların uluslararası hukuk tarafından onaylanması anlamına gelen bir argüman olarak değerlendirmek mümkün değildir. Çünkü SSCB dağıldığında ulusal-devlet yapılarının toprakları ve sınırları uluslararası hukuksal değil, idari ve iç politik bir karakter taşıyordu. Yöneticileri silahlı bir darbeyle gelen devletin alelacele BM’ye kabul edilmesi çifte standardın göstergesidir. Ancak canımızın istediği zaman değil, ilkesel olarak her zaman bizim için “Dünya beşten büyüktür.’’ Kaldı ki hiçbir hukuki gerekçesi olmadan Kosova’nın bağımsızlığını tanıyanların, bağımsızlığı hukuken tartışmasız Abhazya Cumhuriyetinin egemenliğini yok sayan açıklamalar yapmaları da cüretkarlıktan öte hadsizliktir.

Sizin bilginizden ve Bakanlığınıza defalarca gönderdiğimiz bilgilendirme dosyalarının okunduğuna dair ciddi şüphelerimiz olduğundan, yukarıdaki özet bilgiyi vermek ihtiyacı hissettik. Askeri yöntemlerle Batı’nın, Kafkasların İsrail’ini kurgulamak adına,

Gürcistan’ın olmayan “toprak bütünlüğü”nü yaratamayacağı artık birçok ülke tarafından anlaşılmış, bu ülkeler Abhazya ile dolaylı-dolaysız irtibatlanmışken Türk Dış İşlerinin Gürcü yetkililerden bile daha çok, olmayan “toprak bütünlüğünü” telaffuz etmekteki hevesi tuhaf bir hal almıştır.

NATO’da adeta Gürcistan temsilcisi gibi davranıp, Gürcistan lehine kararlar alınmasını sağlayıp sonra Gürcistan’a gönderilen silahlar için diasporamıza “NATO kararları çerçevesinde” bahanesini uydurmak, ABD ve AB’yi “uluslararası konjonktür” kabul edip diğer ülkeleri yok saymak kurnazlığı yerine ayakları yere basan, tutarlı bir politikayı benimsemeyi tercih etmemenizde bir o kadar tuhaftır.

Bakanlığınız Gürcistan vatandaşlarına değil bizlere karşı sorumludur. Dolayısıyla Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı Abhazlar olarak başka hiçbir ülkeye tanınmayan imtiyazın Gürcistan’a tanınması ve Abhazlara artık adeta hasmane bir tutum takınılmasının nedenini sormak ve öğrenmek de hakkımızdır.

Türk gemilerini defalarca uluslararası sularda gasp eden, Türkiye’den patates alımına yasak koyan, uzun yıllar Türkiye’nin bazı şehirlerini kendi sınırları içinde gösteren haritalarla çocuklarını eğiten Gürcistan’a tek kelime edilmez hatta Gürcü vatandaşlarına Türkiye’de 90 gün izinsiz çalışma hakkı verilirken Abhazya’dan gelen çocuk dans ekibini rencide etmek, Abhaz bayrağının bizlere, tüm Kafkas diasporasına yasaklanması için işi gücü bırakıp talimatlar vermek, alakalı-alakasız her yerde Abhazya Cumhuriyeti topraklarına yönelik üzerine vazife olmayan açıklamalar yapmakla Bakanlığınızın varabileceği tek nokta Türkiye’deki Abhaz ve Kuzey Kafkas diasporasında infial yaratmaktır. Oraya da başarıyla vardığınıza göre enerjinizi Abhazya Cumhuriyeti’nin ilelebet sürecek bağımsızlığına değil Türkiye Cumhuriyeti’nin gerçek sorunlarına harcayabilirsiniz.

Abhazya Cumhuriyeti yüzünü Türkiye’ye dönmüşken, Türkiye’deki büyük Kafkas diasporası Abhazya ve Türkiye arasında köprü olmayı çok arzulamış ve bunun için çırpınmışken reddettiniz. Yetmedi, son yıllarda rencide etmek için de adeta özel çaba sarf ettiniz. Bütün bu çabanız neticesinde Kafkasya’da Türkiye’ye duyulan ilgiyi, dolayısıyla Türkiye’nin potansiyel kazanımlarını kaybettiniz.

Süreç içinde “Uluslararası hukuk yoktur, uluslararası siyaset vardır” sözünün doğruluğunu tecrübe ederek öğrendik. Çok hassas dengelerin gözetilmesi gereken Kafkaslara Bakanlığınızın yaklaşımı ne yazık ki uluslararası siyaset konusunda da şüphe yaratmaktadır.

Abhazlar Abhazya hakkında son sözünü söylemiştir ve Abhazya hakkında söz söyleme yetkisi de sadece Abhazlara aittir. Abhazya Cumhuriyeti’nin soykırıma uğramış evlatlarını bağrına basan topraklarına, devlet egemenliğine yönelik, işgalcileri teşvik eden açıklamalarınız için sizi protesto ediyor; Abhaz diasporasına karşı takınılan bu sosyal ve diplomatik nezaketten yoksun, rencide edici açıklamalarınızı kınıyoruz.

Saygılarımızla.
Kafkas-Abhazya Dayanışma Komitesi
Adına Başkan
Erdeşan Kobaş

İstanbul – TÜRKİYE

Gürcistan İşgal Saldırısı

Videos