Ahmet Davutoğlu’na Abhazya’ya Uygulanan Ambargo
Tarih : 22 Ağustos 2009
Sayı : 2009/098
Konu : Abhazya’ya Uygulanan Ambargo
Sn. Prof. Dr. Ahmet DAVUTOĞLU Türkiye Cumhuriyeti Dışişleri Bakanı
Ankara
Sn. DAVUTOĞLU; öncelikle sizin Türkiye Cumhuriyeti Dışişleri Bakanı olarak Türkiye’nin dış politika uygulamaları konusunda ne kadar deneyimli olduğunuzu vurgulayarak yazımıza başlamak istiyoruz. Özellikle Dışişleri Bakanlığınız öncesinde ki akademik kariyer ve Türkiye Cumhuriyeti Başbakanlık dış ilişkiler baş danışmanlığı döneminizde Abhazya ve Kuzey Kafkasya konusunda da yetkin tecrübelerinizin olduğunu biliyoruz. Kafkasya’da yaşanan 2008 Ağustos krizi döneminde Kafkasya’da barışın sağlanması için Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı Sn. Tayyip Erdoğan tarafından “Kafkasya İstikrar Planı” olarak açıklanan planın hazırlanmasında ki katkılarınızı da en yakından takip ettik ve takdirle karşıladık.
Kafkas-Abhazya Dayanışma Komitesi olarak, Güney Kafkasya’da yaşanan gelişmelerin ayrıntısına girmek istemiyoruz, ancak size özellikle 2008 Ağustos tarihinden itibaren yaşanan gelişmeleri hatırlatmak isteriz. Abhazya cumhuriyeti, 26 Ağustos – 04 Eylül 2008 tarihlerinden itibaren BM Üyesi olan Rusya Federasyonu ve Nikaragua Cumhuriyeti tarafından tanınan ve dünyanın çeşitli ülkeleri tarafından tanınma hazırlığı yapılan “Bağımsız” bir ülke statüsünde bulunmaktadır. Abhazya Cumhuriyeti ile siyasi, ekonomik ilişkilere giren ülkeler ve vatandaşları dostluk ve işbirliği içerisinde karşılıklı olarak ilişkilerini sürdürmektedirler. Bazı ülkeler ise Abhazya’nın bağımsızlığını tanımasalar da bu ülke ile ekonomik ve sosyal ilişkilerini sürdürmek isteğinde oldukları görülmektedir ve bunu memnuniyet verici bir gelişme olarak görmekteyiz.
Bilindiği üzere Türkiye Cumhuriyeti toprakları üzerinde, özellikle 1864 Osmanlı-Rus Savaşı’ndan itibaren milyonlarca Abhaz ve Kuzey Kafkas kökenli vatandaşlar gelerek yaşam alanı oluşturmuşlar ve Anavatanları kabul etmişlerdir. Osmanlı döneminde olduğu gibi Türkiye Cumhuriyeti Devleti döneminde de Devlet yönetimi içerisinde ciddi miktarda Abhaz ve Kuzey Kafkasya kökenli yöneticilerin bulunduğu bilinmektedir ve günümüzde de Türkiye Cumhuriyeti Devlet Yönetimi içerisinde bu insanlar ülkelerinin bölünmez bütünlüğü, ülke refahı gibi önemli hususlara özen gösteren bir nitelikte oldukları ayrıca bilinmektedir. Bugün için 5 Milyon’un üzerinde Abhaz-Kuzey Kafkasya kökenli Türkiye Cumhuriyeti Vatandaşı Türkiye Cumhuriyeti topraklarında yaşamaktadır. Özel de Abhaz Kökenli Türkiye Cumhuriyeti Vatandaşları 500.000 kişinin üzerinde bulunmaktadır. 1992 Yılında Abhazya Gürcistan Savaşı’nın başlamış olduğu 14 Ağustos 1992 tarihinde Abhaz – Kuzey Kafkasya Diasporasının desteği ile kurulan Kafkas Abhazya Dayanışma Komitesi olarak 1992 tarihinden günümüze kadar, Türkiye Cumhuriyeti Devlet Yöneticileri ile Atavatanları olan Abhazya hakkında ciddi bilgilendirme görüşme ve toplantılar yaptık. Bunlar resmi belgelerde açık olarak görülmekte ve bilinmektedir. Türkiye Cumhuriyeti Dışişleri Bakanlığı ile yapılan bilgilendirme toplantıları ve belgeler Türkiye Cumhuriyeti Dışişleri Bakanlığı ve Kafkas-Abhazya Dayanışma Komitesi arşivlerinde bulunmaktadır.
1996 yılından 2008 yılına kadar Bağımsız Devletler Topluluğu tarafından Gürcistan’ın talebine uygun olarak Abhazya’ya uygulanan “ekonomik ambargo” başta Rusya Federasyonu olmak üzere bir çok BDT ülkesi tarafından kaldırılmış olmasına rağmen, Türkiye Cumhuriyeti Hükümetleri tarafından bu “ekonomik- siyasi ambargo” 1996 yılından bu yana en “katı” bir biçimde sürdürülmektedir. Bilindiği üzere 1994 – 1996 yılları arasında Trabzon ve Suhum limanları arasında deniz ulaşımı ile insan ve mal taşımacılığı yapılmakta idi. Bu sayede Abhazya ile Türkiye arasında hem ekonomik ilişkiler geliştirilmekte hem de Türkiye’de yaşayan 500.000 kişinin üzerinde ki Abhaz kökenli Türkiye Cumhuriyeti Vatandaşının “Atavatan”larında ki akrabaları ile buluşmaları sağlanmakta idi. Bizler bugün Türkiye Cumhuriyeti Devleti Vatandaşı olarak, Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti tarafından Abhazya’ya uygulanan “ekonomik-siyasi” ambargonun “katı” bir biçimde uygulanmasını anlamakta güçlük çekiyor ve bu uygulamanın sürdürülmesine Abhaz-Kuzey Kafkasya diasporası olarak ciddi bir tepki duyduğumuzu belirtmek istiyoruz.
Sn. DAVUTOĞLU, Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti tarafından bugünlerde Türkiye’de “demokratik açılım” biçiminde uygulama alanına konulmak istenen bir açılım paketi topluma sunuluyor. Türkiye’de yaşayan tüm etnik toplumların bu açılımdan yararlanacakları, başta Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı Sn. Tayyip ERDOĞAN tarafından vurgulanmaktadır. Ancak Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti tarafından Abhazya’ya uygulanan “ambargo”nun sürdürülmesinde ısrarlı olunmasının, Türkiye’de yaşayan Abhaz kökenli Türkiye Cumhuriyeti Vatandaşlarının en demokratik hakkı olan “ata vatanları” ile ilişki kurmak istemelerinin engellenmesinin hangi “demokratik açılım” ile izah edilebileceğini anlamakta ve bunu kendi toplumumuza açıklamakta zorluk çektiğimizi belirtmek isteriz.
Özellikle 2009 yılı içerisinde Gürcistan tarafından Abhazya’ya ticari mal taşıyan Türk gemilerine Karadeniz’in uluslararası karasularında, hiçbir uluslararası deniz kanun ve hukuk sisteminde kabul edilmeyen, deyim yerinde ise adeta bir “korsanlık” biçimde el konulmaktadır. 17 Ağustos 2009 tarihinde PETKİM dolum tesislerinden petrol yakıtı alarak Karadeniz’de Sinop yakınlarında uluslararası karasularda seyreden “BUKET” isimli tanker Gürcistan Sahil Botları tarafından zorla el konularak Poti limanına kaçırılmıştır. Bu olaydan önce 2 yük gemisine de elk oyan Gürcistan 19 Ağustos Tarihinde de Abhazya’dan Türkiye’ye “Hurda Metal” götüren “AfroStar” isimli yük gemisine de el koymuştur. Bu iki geminin mürettebatı Türk, Azerbaycan ve Suriye kökenli bulunmaktadır. Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti olarak hem kendi vatandaşlarının hem de komşu ülke vatandaşlarının Gürcistan tarafından tutuklanmasına ve gemilerin satılmak istenmesine bugüne kadar ciddi bir tepki gösterildiğini duymadık ve görmedik.
Sn. DAVUTOĞLU, Bizler Abhaz Diasporasının Temsilcisi olan Kafkas Abhazya Dayanışma Komitesi olarak, Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti’nin Gürcistan tarafından son günlerde Karadeniz üzerinde uygulamış olduğu uluslararası hukuk kurallarına aykırı olan “korsan” davranışına ciddi bir biçimde tavır gösterilmesini beklemekteyiz. Gürcistan Yönetimi; hem kendisini Türkiye ile “stratejik ortak” ilan ediyor, hem de Türk Gemilerine, oldum olası Türkiye karasularına yakın bir bölgede rahat bir biçimde el koyabiliyor. Bizler Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin tarih içerisinde bu tür “korsan” eylemlere karşı nasıl yanıt verdiğinin bilincindeyiz ve bu konuda da tepki konmasını beklemekteyiz.
Eğer Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti tarafından bu tepki gösterilmeyip Gürcistan’ın uluslararası hukuk kurallarına karşı olan bu “tavrı” engellenmez ve artık “kangren” haline dönüşen Türkiye Cumhuriyeti tarafından Abhazya’ya uygulanan “ekonomik-siyasi ambargo” kaldırılmaz ise, bizler Abhaz Diasporasının temsilcisi olan Kafkas Abhazya Dayanışma Komitesi olarak uluslararası adalet divanı, uluslararası insan hakları mahkemesi ve diğer bütün uluslararası kuruluşlarda konunun gündeme getirilmesi ve takip edilmesi için elimizden gelen her türlü yasal yöntemleri kullanacağımızı size belirtmek istiyoruz.
Derin Saygılarımızla,
Saygılarımızla
Kafkas-Abhazya Dayanışma Komitesi
Adına Başkan
İrfan ARGUN