Kamuoyuna Çağrı
Tarih : 08 Eylül 2005
Sayı : 2005/035
Konu : Abhazya
DEĞERLİ KAMUOYUMUZA;
Bildiğiniz gibi Sovyetler Birliği’nin dağılması ile Doğu Bloku ülkeleri ve Kafkasya’da yeni bir süreç başlamış, bu süreçte bir bir yeni ve düşündürücü sözde devrimler gerçekleştirilmiştir.
Sovyetler Birliği oluşturulurken birliğe bağımsız bir devlet olarak katılan Abhazya, Sovyetler Birliği’nin dağılması ile de kendi geleceğini ve kaderini tayin etme hakkına sahip olarak tekrar bağımsız bir devlet olma kararı almış ve devletleşme sürecini başlatarak tüm dünya kamuoyuna duyurmuştur.
Abhazya’nın askeri olarak bir gücü olmadığını, sürgünler ve Gürcistan’ın kasıtlı demografik çalışmaları sonucunda nüfus olarak da çok küçüldüğünü iyi bilen Gürcistan; Abhaz halkını tümden yok etmek için son derece vahşi bir askeri saldırıyla ilan etmeksizin savaş başlatmış, Abhazya’nın önemli şehirlerinin çoğunu işgal etmiştir.
Abhaz halkının topyekun verdiği mücadele Kuzey Kafkasya’nın kardeş halklarından ve diasporalarından destek görmüş, 13 ay süren savaş sonrası Gürcü askeri birlikleri Abhazya sınırlarının dışına püskürtülerek bağımsızlık kararı perçinlenmiştir.
Gürcistan’ın gizlemeye dahi gerek görmediği soykırım niyetiyle başlattığı bu savaş, her iki toplumun da binlerce şehit vermesine; binlerce gazi, dul ve yetim çocuğa, olmayan ülke ekonomisini 20 yıl geriye götürmeye sebep olmuş, unutulmayacak keder ve acılar yaşatmıştır.
Günümüzde ise, Sovyetler Birliğinden dağılan devletlerde dış güçler cirit atmaya başlamış ve bunun sonucu olarak bazı devletlerde halkı bölerek iç huzursuzluk yaratmış, bölgeyi kendi istekleri doğrultusunda şekillendirmek amacıyla sözde devrimlerle yönetimleri ele geçirmiş; ama Abhazya’da bunu başaramamışlardır.
Özellikle 03 Ekim 2004 günü Abhazya’da yapılan Devlet Başkanlığı seçimlerinde dış güçlerin bu çabaları son derece artmış, halkı bölerek ve karşı karşıya getirerek iç savaş çıkartılmaya çalışılmış; fakat istedikleri kargaşayı yaratamamış ve Gürcistan’nın Abhazya’yı tekrar ele geçirme ve Abhazya’yı Gürcistan’a bağlama arzularını gerçekleştirememişlerdir. Ancak bu güçlerin, Gürcistan’ın uydurulmuş toprak bütünlüğü için çalışmalarını ivmeyi artırarak devam ettirdikleri görülüyor.
Prof. Dr. Timur Açugba’nın bir kaç gün ajanslara düşen açık mektubu ile Acara’daki tespitleri de bunu doğruluyor. Tespit, sadece Acara’da değil Abazaların yaşadıkları diğer diasporalarda da geçerli olmakla birlikte henüz su yüzüne çıkmamış gibi gözüküyor.
Gürcistan’da yaşayan Abhaz asıllı bazı kişileri kullanarak dış destekli sermaye ile Abhazların yoğun olarak yaşadıkları diasporalara göndermek ve iş yerleri açmak, bu kişilerin diasporadaki Abhazlara yakınlaşmasını sağlamak, ”Gürcü-Abhaz Halkları Kardeştir.”, “Kafkasya Ortak Evimiz” vb. projelerle duygu sömürüsü laflar üreterek Abhazya’daki seçimde yapamadıklarını diasporadan gerçekleştirme arayışı içindeler ve daha da önemlisi Atavatan da olsun, diasporada olsun Sivil Toplum Kuruluşlarımıza gizli olarak Abhaz-Gürcü yakınlaşması ile ilgili proje üretme teklifleri ve bu projelere sponsor olmaya kalkışmalarıyla bir defa daha küstahlıklarını göstermişlerdir.
Değerli dostlarımız; Avrupa menşeli Sivil Toplum Örgütleri, Abhazya’daki Sivil Toplum Örgütlerine Abhaz-Gürcü iki halkın çocukları, gençleri, kadınları, yaşlıları ve akraba ailelerini bir araya getirme ve yakınlaştırma projeleri üretmelerini ve bunun karşılığında her türlü mali desteği kendilerine vereceklerini belirtmiş, Avrupa menşeli STK’lar Abhaz STK’larla ilişki kurma yarışına girmişlerdir.
Avrupa menşeli STK her ne kadar” biz bağımsız hareket ediyoruz” diyorlarsa da bu kurumların çoğunun arkasında Gürcistan’ın toprak bütünlüğünü (!) isteyen devletler vardır.
Gürcistan Devlet yetkililerine ve Gürcü halkına Türkiye diasporasından sesleniyoruz:” Gürcü-Abhaz Halkları Kardeştir” diye her platformda dile getiriyorsunuz. Madem kardeş halklardık Abhazya’ya kim saldırdı, bu ambargoyu kim koydurdu, Türkiye diasporasından Abhazya’ya ulaşımı kim kaldırdı?
Senelerden beri Abhazya’ya yük götüren T.C. gemilerini Karadeniz’de uluslararası sularda yakalayıp Gürcistan limanına götürerek yüzbinlerce dolar zarara uğratmak ve gemilere yüzbinlerce dolar usulsüz ceza kesmek (haraç almak), bunu rant kapısı olarak görmek mi kardeşlik?
Gürcistan Devlet yetkilileri ve Gürcü halkı samimi iseler, Abhaz ve Gürcü halklarının iyi komşuluk ilişkileri içinde yaşamalarını gerçekten istiyorlarsa Abhazya’ya Bağımsız Devletler tarafından uygulattıkları ambargoyu kaldırtmaları, diasporanın Abhazya’ya doğrudan ulaşımını engellememeleri, en önemlisi Abhazya’nın olmazsa olmazı bağımsızlığını tanımaları gerekir. Ve hatta, madem kardeşiz, Abhazya’nın bağımsızlığının tanınmasında Gürcistan öncülük yapmalıdır.
Gelişmiş (!) ülkeler ve gelişmiş ülkelerdeki Sivil Toplum Kuruluşları (?) insan hakları sözcüklerini ağızlarından hiç düşürmüyorlar
1- Abhazya’da 13 yıl önce yaşanan savaş sonrası, insani ihtiyaçların en yoğun olduğu dönemde ambargonun uygulanması insan hakları ihlali değil mi?
2- Halen uygulanan ambargonun kaldırılması mı insani açıdan daha önemlidir, Gürcü halkının Abhaz halkına yakınlaştırılması mı?
3- Yıllar(141 yıl) önce, kendi rızaları dışında bölünmüş Abhaz aileleri görüştürülme projeleri neden üretilmiyor?
4- Bu tip projeler üretilmediği gibi neden bölünmüş aileler ve diasporada yaşayan Abazaların atavatanları Abhazya’ya (APSNI’YA) seyahatleri ve oradaki aileleriyle görüşmeleri engelleniyor?
Neden biz Abazaların atavatanımıza, APSNI’ya, seyahat özgürlüğümüz yok?
5– Neden Abhaz vatandaşları Türkiye Cumhuriyet’ine sokulmuyor? Bunlar insan hakları ihlali değil de nedir?
6- Abhazya’ya geri dönüş hakkı öncelikle 141 yıl önce sürgün edilen ve diasporada yaşayan Abazaların hakkıyken neden söz konusu STK’ların hiçbiri bizim bu hakkımızın ihlaliyle ilgilenmiyor?
Gelişmiş ülkeler (!) ve gelişmiş ülkelerdeki Sivil Toplum Kuruluşları (?) ilk önce yukarıda yazılı olan insan hakları ihlallerini kaldırtsınlar; sonra Abhaz-Gürcü halklarının kardeşliğiyle uğraşsınlar.
Bizlerin-gerek Türkiye’deki gerek Abhazya’daki STK’ların-etrafımızda dönen çirkin oyunlara karşı çok dikkatli olmamız gerekiyor.
Abhazya Parlamentosu Dış İlişkiler Komisyon Başkanı Tarihçi Prof. Dr. Timur Açugba’nın mektubunda belirttiği gibi
”Abhazların kendi ülkelerinin bağımsızlık ve özgürlüğüne karşı yapılan her türlü hücumu karşı koymak ve defetmekten başka bir yolu yok, Gürcülere de tüm cesaretlerini toplayarak Abhazya devletinin egemenliğini kabul etmek kalıyor. ”ifadesini Türkiye diasporası olarak bizler de destekliyor ve STK’ların Abhaz-Gürcü halkının yakınlaştırılması masumane adının altındaki tüm niyetlerine ve dolayısıyla bununla ilgili projelere de karşı olduğumuzu, davamızın ve vatanımızın satılık olduğunun düşünülmesi cüretkarlığını bize yapılmış en ağır hakaret addedeceğimizi, Türkiye diasporası olarak Abhazya’nın bağımsızlığı üzerine hiçbir oyuna müsaade etmeyeceğimizi bildiririz.
Saygılarımızla
Kafkas Abhazya Dayanışma Komitesi
Kafkas Abhazya Kültür Derneği