Avrupa Birliği’ne çağrı
Tarih:06 Mart 2009
Sayı: 2009/036
AVRUPA BİRLİĞİ, ABHAZYA’NIN BAĞIMSIZLIĞINA NEDEN KARŞI ÇIKAR?
Kuruluş aşamasında salt bir ekonomik ortaklık projesi olan AVRUPA BİRLİĞİ giderek hem genişledi hem de siyasal ve anayasal bir birlik haline dönüştü.
Birliğin manifestosu sayılabilecek müktesebatı ise tamamen evrensel hukukun üstünlüğüne dayanan bir uygarlık ve insani projedir. Üye olacak ülkeler bu projenin ilkelerini hayata geçirebilme basiretini göstermek zorundadırlar. Avrupa Birliği’nin en üst düzey siyasal organları olan, AVRUPA BİRLİĞİ PARLAMENTOSU ve AVRUPA BİRLİĞİ KOMİSYONU; zaman zaman anlaşılmaz ve paradoksal tutumlar takınsa da uzun tartışmalar sonucunda üzerinde uzlaşılabilen, uluslararası kamuoyunu tatmin edici kararları alabildiği malumumuzdur.
Kısaca hal böyle iken; AB’nin ABHAZYA’nın bağımsız ve egemen devlet olma yönündeki kararlı ve iddialı çabalarına karşı takındığı pejoratif tutum ve tavırlarını anlamakta güçlük çekiyoruz. Birlik üyesi ülkelerin tamamını kast etmiyoruz elbette. Aynı tutum içinde olmayan üye ülkeleri tabii ki tenzih ediyoruz.
AB’nin bağımsız ve egemen devlet olabilmek için meşrutiyetini kabul ettiği parametreleri merak ediyoruz doğrusu! Bu, Kosova örneği ile açıklanabilir mi?
Bağımsız ABHAZYA CUMHURİYETİ 8700 km2 yüzölçümlü bir toprak parçası üzerinde yaşayan 350.000 Abhaz, Rus, Gürcü, Megrel, Ukrayın, Eston, Grek, Ubıh, Svan ve Türklerden oluşan, çok kültürlü, çok uluslu, laik, demokratik devlet yapılanmasının kurum ve kuruluşlarına sahip siyasi yapıdır.
Sizin parametreleriniz toprak ve nüfus büyüklüğü ise Abhazya’yı üyeniz olan ülkelerin kimisi ile kıyaslayabiliriz. Eğer ekonomik yeterlilik ise ABHAZYA 16 yıl süren ambargolara rağmen onuru ile ayakta durmuş bir ülkedir. Eğitim, sağlık, hukuk ve güvenlik diyorsanız, uluslararası gözlemcilerin gözlem ve görüşlerine açığız. Hele tüm ulusların çok övündüğü ve AB’nin de çok önemsediği uygarlık tarihi ve kültür ise buyurun size İ.Ö. 19. yüzyılda yazıyı kullanan KOLHİT KÜLTÜRÜ barındıran, mitolojik efsane ve kahramanları olan bugünkü ABHAZYA’nın da içinde bulunduğu topraklarda (Abhaz-Ubıh halklarının yaşadığı) Arkaik gelişim aşamasında halkı hayvancılık, avcılık, denizcilik ve madencilik yapan bir devlet Avrupa Birliği müktesebatına yakışmayacak bir biçimde bunların bir önemi yok diyorsanız, tek ölçütünüz çıkarlarınızsa, Abhazya’yı yok sayarak bölgede etkin olabilmeniz mümkün olabilir mi?
Sovyetler Birliği’nin en karanlık dönemi STALİN-BERİA ikilisinin nüfusu az olan halklara soykırım uyguladığı ve Gürcü milliyetçiliğinin zirvede olduğu, karanlık, faşizan bir dönemdir. Bu durum dünya halkları ve objektif tarihçilerin malumudur. Bu dönemin dizayn ettiği siyasi sınırları GÜRCİSTAN’ın toprak bütünlüğü olarak gören yanlı görüşler ABHAZYA’nın haklılığını göremezler.
Bugün ABHAZYA devletinin üzerinde bulunduğu toprak parçası üzerinde ABHAZlar,5.000 yıl öncesinden beri otokton halk olarak yaşamaktadır. Bu yaklaşımı duygusal, etnik, milliyetçi bir yaklaşım olarak algılayabilirsiniz; onu da saygı ve anlayışla karşılarız. Ancak, bir an olsun, söz konusu halkın uygarlık tarihine ve kültürüne yansız, önyargısız bakabilme basireti gösterebilmelisiniz.
STALİN-BERİA döneminde tek taraflı olarak çarpıtılan ya da yok sayılan siyasi, tarihi ve kültürel gerçekler SOVYETLER BİRLİĞİ’nin dağılmasından sonra gün yüzüne çıkmaktadır. Abhazya’nın tarihi ve kültürel gerçeklerinin saygın bir bilim adamı olan Giordi F. TURÇANİNOV’un tüm siyasi engellemelere karşı yayınlanabilen bilimsel yapıtında tüm kanıtlarıyla ortaya çıkmaktadır.
16 yıllık siyasi ve ekonomik ambargo altında, uluslar arası kamuoyuna açılamayan ABHAZYA’nın son dönemde karşı karşıya bulunduğu siyasi gelişmelerden sonra bağımsızlığına karşı çıkanlara, o coğrafyanın en eski ve kadim halklarının haklı iddialarını, GÜRCİSTAN’ın tarihi ve bilimsel gerçekleri inkâr eden görüşlerinin şartlanmışlığından arınarak bakabilmelerini öneriyoruz.
Saygılarımızla
Kafkas-Abhazya Dayanışma Komitesi
Adına Başkan
İrfan ARGUN