Published On: Cum, Eyl 12th, 2008

Türkiye Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’e yazı

Share This
Tags

abdullahgul

Tarih : 12 Eylül 2008
Sayı : 2008/135
Konu : Duyuru

Sayın Abdullah GÜL
T.C. Cumhurbaşkanı

Sayın Cumhurbaşkanı,

Malumlarınız olduğu üzere milliyetçi ve şoven Gürcü yönetiminin ve de özellikli yönetimin başındaki Mikhael Saakaşvili’nin yıllardan beri tırmandırarak sürdürdüğü saldırgan ve yıkıcı yaklaşımları, 7–8 Ağustos’ta Güney Osetya’da girişilen katliamlarla en üst düzeyine taşındı. Bu girişime Rusya Federasyonu’nun verdiği cevapla Kafkasları ve bu meyanda Abhazya’yı ilgilendiren süreç, büyük bir ivme kazanarak küresel gelişmeleri de etkileyen bir çerçeveye oturmuştur. Sonuçta Gürcistan’ın tek yanlı, güç kullanımı ve sertlik dolu, Kafkasya’da yaşayan halkların tamamını yok sayan yaklaşımları sadece Gürcistan’ı değil Kafkasya’nın tamamını büyük bir istikrarsızlık, güvensizlik ve belirsizlik içerisine sürüklemiştir. Gelişmelerin ne yönde bir seyir izleyeceği tüm dünyaca yakından merakla izlenmektedir.

Bu olumsuz hava içerisinde, Abhazya’nın ve Abhazların, zatıalilerine defalarca ilettiğimiz haklılıkları bir kere daha açıkça gözler önüne serilmiştir. Gürcistan’ın hâlihazırdaki yönetiminin yaklaşımları Abhazlara ve diğer Kafkas halklarına olduğu kadar artık Gürcü halklarını da ölüm, yıkım ve mutsuzluk getirmektedir. Bizlerin de arzu etmediği bu koşullar altında yıllardan beri tüm dünyaya haykırdığımız bağımsızlık isteğimiz nihayet bir yankı bulmuş ve Rusya parlamentosunun üst kanadı Federasyon Konseyi’nin 130–0, alt kanadı Devlet Duması’nın da 447–0 evet oyuyla Abhazya ve Güney Osetya’nın bağımsızlıklarının desteklenmesi tavsiye kararı alınmıştır. Müteakiben, Rusya Federasyonu Devlet Başkanı Dimitri Medvedev’de hiç beklemeden, hemen ertesi günü bu tavsiye kararını dikkate alarak Rusya Federasyonu’nun Abhazya ve Güney Osetya’nın bağımsızlıklarını tanıdığını belirten kararnameyi imzalayarak yürürlüğe sokmuştur. Abhazya’nın bağımsızlığının tanınmasıyla birlikte artık geriye dönülemez bir süreç başlamıştır.

Abhazya’nın bağımsızlığı kâğıt üzerinde siyasi bir manevra olarak görülemez. Böyle bir düşünce Abhazların yıllarca sürdürdükleri mücadeleye, bin bir emekle ve meşakkatle kurdukları demokratik ve çoğulcu devlet yapılarına hakaret olarak görülmelidir. Abhazya tarihiyle yapılan seçimleriyle ve halkıyla bağımsızlığı herkes kadar hak etmektedir.

Sayın Cumhurbaşkanı,

Devletimizin de Kafkaslardaki gelişmelerle yakından ilgilenerek, liderliğinizde bir Kafkasya İşbirliği ve İstikrar Platformu girişimiyle bölgenin yeniden barış, güvenlik ve istikrar merkezi olması için adımlar atmasını ilgiyle ve mutlulukla izliyoruz. Bu Türkiye’deki tüm Kuzey Kafkasyalıların ve Kuzey Kafkasya derneklerinin, özelde de başkanlığını yürüttüğüm Kafkas-Abhazya Dayanışma Komitesi’nin yıllardır özlemle istediği bir politik vizyon değişikliğinin işareti olarak görülmektedir. Komitemizin kurulduğu günden itibaren Abhaz-Gürcü sorununda barışçıl bir çözüme ulaşılması için dikkatli bir çaba sarf etmiş, devletimizin ilgili birimleriyle istişare içinde çalışmıştır. Fakat Komitemizin ve üyelerinin bütün çabalarına rağmen son gelişmelere kadar uygulanan politikalara ve devletimizin soruna yaklaşımına bakıldığında bize göre Türkiye Cumhuriyeti’nin gerek kendi çıkarlarını gerekse vatandaşları olan bizlerin çıkarlarını yeterince gözetmediği görülmektedir. Bizlerin ve Abhazya’nın yok sayılması, Türkiye’nin Abhazya’ya karşı takındığı katı ve taraflı tutum camiamız için son derece kırıcı olmuş Abhazya’da ve bizlerde güvensizlik duygusu yaratmıştır. Oysaki tüm dünyanın müdahil olmaya çalıştığı bu soruna, sınır komşusu olması, barındırdığı nüfus, bölgesel çıkarları ve benzeri daha birçok nedenle müdahil olması gereken Türkiye’nin yaklaşımı, vereceği mesajlar çok büyük önem arz etmektedir.

Sayın Cumhurbakanı,

Son gelişmelerle oluşan ortamda Abhazya ve Abhazlar gibi Kafkasya’nın tüm halklarının seslerine kulak verilmesi zorunluluğu bir kere daha ortaya çıkmıştır. Bize göre bu sesi ilk önce duyması gereken Devletimiz, Türkiye Cumhuriyetidir. Kafkasya’nın sorunlarını, başını Türkiye’nin çektiği Kafkas halkları ve devletleri çözebilir. Rusya Federasyonu ve diğer Kafkas cumhuriyetleriyle ilişkileri, bizlerin varlığı nedeniyle Kafkas halklarının bakış açıları Türkiye’ye bu yönde bir yükümlülük getirmektedir.

Türkiye’nin bu yükümlülüğünü yerine getirebilmesi ve Kafkasları yeniden bir barış ve istikrara adasına çevirebilmesi ise Kafkaslardaki halkların ve devletlerin tamamına eşit ve adil bir yaklaşımla mümkün olabilir. Zaman ayrımcılık ve dışlama zamanı değildir. Türkiye’nin girişimlerinin başarılı olabilmesi bu konuyla yakından bağlantılıdır. Abhazya ve Abhazlar daha fazla yok farz edilemezler.

Sayın Cumhurbaşkanı,

Daha önce değişik zamanlardaki görüşmelerimizde zatıalilerinize iletmeye çalıştığımız şekilde Abhazya savaşta yakılmış, yıkılmıştır. Bu durumun devamı adına Gürcistan’ın Bağımsız Devletler Topluluğu’na koydurduğu ambargo yıllarca Abhazya’yı Abhazları ezmiştir. Bu ambargo son gelişmeler neticesinde ortadan kalkmış olsa da, büyük bir üzüntüyle dile getirmek zorundayız ki devletimizce anlayamadığımız bir şekilde hala devam ettirilmektedir. Son dönem gelişmelerine ve olayların seyrine bakıldığında bağımsızlığını ve devlet yapısını güçlendiren Abhazya’ya karşı devam ettirilen bu ambargo artık Abhazya’dan çok bizleri etkiler duruma gelmiş, dolayısıyla zararı vatandaşı olduğumuz ülkemize olmuştur. Bu yaklaşımın yakın gelecekte terk edilmemesi Türkiye’nin çıkarlarına ve bizlerin geleceğini onarılması mümkün olmayacak zararlar verecektir

Bugün gelinen noktada durumun öncelikle Türkiye Cumhuriyeti’nin ve bizlerin çıkarları dikkate alınarak yeniden değerlendirilmesi gerekmektedir. İlk aşamada Türkiye tarafından Avrupa Birliği ve ilgili diğer ülke ve uluslararası yapıların yaptıkları gibi Gürcistan ve Kafkasya’ya bakışta ve yapılan yardımlarda gelecekte telafisi zor sonuçların doğmasının önüne geçecek adımlar atılması gerekmektedir. Bu çerçevede Abhazya’ya verilecek ekonomik, siyasi, sosyal ve kültürel desteklerle denge sağlanmalıdır. Bu yönde atılacak adımlar ve verilecek mesajlarla güven yeniden tesis edilecek ve işbirliği yönünde doğru adımlar atılmasının önü açılacaktır.

Sayın Cumhurbaşkanı,

Türkiye’nin önünde büyük bir fırsat bulunmaktadır. Türkiye’nin bu sese kulak vererek en azından fiili ilişkiler kurarak, hatta Abhazya’nın bağımsızlığını tanıyarak yapıcı adımlar atması Abhazya için olduğu kadar gerek bölge gerekse dünya için olumlu ve insani sonuçlar yaratacaktır. Bu yönde zatıâlilerinizden ilk adımdaki beklentimiz, tüm bölge ülkelerine yaptığınız ziyaretler ve liderlerle yaptığınız görüşmeler çerçevesinde Abhazya’ya ve Abhazya Devlet Başkanı Sayın Sergey Bagapş’a çağrıda bulunarak görüşlerini almanızdır. Abhazya ve Abhazların bu ilgiyi Ermenistan kadar hak ettiğine inanıyoruz. Bu yönde atılacak bir adım bölgedeki ilişkilerin normalleşmesi yönünde tarihe düşülecek bir kayıt olacaktır. Bağımsız Abhazya’nın bağımsızlığının devamının barış ve istikrarın hâkim olduğu bir Kafkasya’da mümkün olabileceğinin bilincinde olarak sizden gerekli adımları atmanızı istiyor saygılarımızı sunuyoruz.

Kafkas-Abhazya Dayanışma Komitesi
Adına Başkan

İrfan ARGUN

Gürcistan İşgal Saldırısı

Videos