ARDZINBA: BARIŞ İÇİN TEK KOŞUL, İŞGALCİLERİN ÇEKİLMESİDİR
ARDZINBA: BARIŞ İÇİN TEK KOŞUL, İŞGALCİLERİN ÇEKİLMESİDİR
(11 Ekim 1992)
Abhazya Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Vladislav Ardzınba, Türkiyeli gazetecilerin sorularını yanıtlarken, Gürcistan’la barış görüşmelerine hazır olduklarını, ancak, tek koşulun, Abhazya’yı kısmen işgal altında tutan Gürcü kuvvetlerinin çekilmesi olduğunu söyledi.. Ardzınba, soruları şöyle yanıtladı:
-Savaşın gidişini kısaca özetleyebilir misiniz? -“14 Ağustos’da Gürcistan saldırısı başlayınca, biz, sözün tam anlamıyla hazırlıksızdık. Aramızdaki sorunların görüşmeler yoluyla çözümleneceğini umuyorduk. Bu yüzden savaş hazırlığımız yoktu. Onlar, en gelişmiş savaş aygıtlarıyla geldiler. Biz av tüfekleriyle karşı koymaya çalıştık. Suhum ve Gagra’yı hile ve zorbalıkla ele geçirdiler. Bir iki günlük şoktan sonra ülkemizi savunmak üzere organize olmaya başladık. Uçaklarına, tank ve topraklarına karşı vatanı savunma bilinciyle direndik. Kuzey’deki Kardeş Cumhuriyetler’ den gelen yardım ve destekle birlikte toparlandık. Ve bildiğiniz gibi birkaç gün önce Gagra’yı işgalci güçlerden geri aldık. Bu bize büyük moral verdi.
Bizim açımızdan en büyük üzüntü kaynağı, işgal kuvvetlerinin köylere yönelik saldırıları. Evleri yıkıp yakıyorlar. İnsanları, genç-yaşlı, çoluk-çocuk demeden öldürüyorlar. Suhum, Oçamçira ve Tkvarçal bölgelerinde bu tür saldırılar tüm şiddetiyle sürüyor. Bu savaş değil, barbarlıktır. Soykırıma dönüşen bir hunharlıktır.
Gagra, Gantiadi ve Lesilidze’de ele geçirdiğimiz silahlarla biraz daha güçlendik. Şimdi Gürcistan Yönetimi, kendilerinden ele geçirdiğimiz silahları, başka yerlerden elde etmişiz gibi açıklamalar yapıyor. Ele geçirdiğimiz tank ve zırhlı araçların tümünden seri numaralarını çıkarıp Rusya’ya da Gürcistan’a da bildirdik.
Hala Gürcistan’ın Abhazya’ya karşı büyük bir silah ve asker üstünlüğü var. Şimdiye kadar biz savaşı daha çok gerilla savaşı yöntemleriyle sürdürüyorduk. Dün Parlamentomuz karar verdi, Savunma Bakanlığı kurduk. Bundan sonra ülke savunması için düzenli ordu oluşturmak için çalışmalara başladık.”
-Savaşın bitmesi için ne gerekli?
-“Bunun tek koşulu var. O da, Gürcistan’ın işgal kuvvetlerini geri çekmesidir. İşgalciler Abhazya’dan çekilmeden bir anlaşma sağlamak, barış getirmek mümkün değildir. Bunu yaparlarsa, biz anlaşma masasına oturmaya hazırız. Ön koşul, işgale son vermeleridir. Ya kendi istekleriyle çekilecekler ya da zorla çıkaracağız. Savaşın bitmesi için bu iki yoldan başka seçenek yok.”
-Dünyanın Abhazya’daki savaşa ilişkin yaklaşımını nasıl değerlendiriyorsunuz? Size yeterince destek veriliyor mu?
-“Biz davamızda haklıyız. Savaşı biz değil, Gürcistan başlattı. Saldırgan onlar. Tüm Dünya bunu biliyor. Bu yüzden yanımızdalar Kuzey Kafkasya Cumhuriyetlerinden her türlü desteği aldık. Başkırdistan, Tataristan ve Kazakistan büyük miktarda gıda, ilaç ve giyecek yardımı yaptı. Gürcistan saldırısı başlar başlamaz bu üç ülke biraraya gelip bize yardım kararı aldılar. Bunun dışında, Bağımsız Devletler Topluluğu Parlamentosu’nda Gürcistan’ın saldırısı kınandı. Nihayet Rusya Federasyonu Parlamentosu, Gürcü işgal kuvvetlerinin Abhazya’dan çekilmesini isteyen bir karar aldı. Aynı kararda, Gürcistan sert dille kınanırken, ordusunu Abhazya’dan çekinceye kadar Rusya-Gürcistan ilişkilerinin askıya alınması istendi.”
-Yakın tarihte yeni bir zirve, Yeltsin-Şevardnadze ve Ardzınba görüşmesi olacak mı?
-“İki gün sonra (13 Ekim 1992’de) yeni bir görüşme planlanmıştı. Bugüne kadar bu görüşmenin yapılacağından ümitliydim. Ancak Suhum’a yeniden yığınak yapmaya başladılar. Bu görüşmeye Şevardnadze’nin evet diyeceğini sanmıyorum. Zaman kazanmaya çalışıyorlar.”
-Bu görüşme olmazsa ne kadar bekleyeceksiniz? Suhum’u geri almak için hazırlık yapıyor musunuz?
-“Evet. İşgalcileri Suhum’dan atmaktan başka çaremiz yok. 10 Ekim’de Şevardnadzetnin Radyo-TV konuşması vardı. Bu konuşmasında da, Abhazya sorununun silahla çözüleceğini yineledi. Federasyon veya konfederasyon gibi bir anlaşmaya kesinlikle yanaşmayacaklarını, Özerk Cumhuriyet statüsünün de gözden geçirileceğini belirtti. Bu açıklamaların barışçı olmadığı açık. Onlar sorunu silahla çözmek istiyorsa, biz de silahla cevap vereceğiz. Kendimizi savunacağız.”
-Abhazya’ya silah yardımı yapan ülke var mı?
-“Hiçbir ülkeden silah yardımı almıyoruz. Bazı silahları para ile satın aldık. Bazılarını (ki büyük kısmını) Gürcülerin elinden aldık.”
-Gürcistan nereden silah buluyor? -“Rusya’dan devraldıkları silahları var. Halen 150 tank, 300 zırhlı araç, 95 top, çok sayıda batarya, 4 adet zırhlı askeri helikopter, 3 uçak (birini düşürdük). Bazı silah ların montajım yapıyorlar. 100 Binden fazla hafif silahları var. Suhum’da 25 kadar tankları ve çok sayıda zırhlı araçları vardı. Son iki gün içinde 27 tank daha gönderdiler.”
-Gürcistan’ın bu silahlarına karşı Suhum’u geri alacak gücünüz var mı?
-“Suhum’u geri alacağız. Gagra’da olduğu gibi Suhum’da da onların silahlarını ellerinden alacağız.”
-Binlerce insan, savaş yüzünden evlerini terketti. Savaş bitince bu yaralar nasıl sarılacak?
-“Bu önemli bir sorun. Binlerce, onbinlerce insan evsiz barksız bırakıldı. Kışa giriyoruz. Açlık ve soğuk, insanları tehdit edecek. Herşeyden önce işgalcileri koymamız gerek. Ondan sonra, insanlara yardım etmek için Yönetim olarak üzerimize düşeni yapacağız. Bu yaraları sarmak için büyük çaba ve para gerekli. Dünya’dan bu konuda da destek ve yardım bekliyoruz.”
-Kayıplar konsunda bilgi verebilir misiniz? -“Ölen ve yaralananlar konusunda kesin bilgi elde etmek mümkün değil. İşgal bölgelerinde ne kadar insanı katlettiklerini bilmiyoruz. Kontrol ettiğimiz bölgelerde 300 civarında insan öldü. Binlerce yaralı var. 4.000 Gürcü askeri gelmişti. Onlardan 1.000’in üzerinde ölü var.”
-Türkiye’nin maddi manevi yardımını yeterli bulu yor musunuz?
-“Bugüne kadar Türkiye’nin verdiği desteğe yürekten teşekkür ediyoruz. Türkiye’den daha çok politik destek bekliyoruz. T.B.M.M.’nin Rusya Federasyonu Parlamentosu’nun aldığı karara benzer bir kararla, Gürcistan’a, işgali sona erdirmesi yönünde daha çok baskı yapmasını bekliyoruz. Ortada hukuk ve insan haklarını ihlal eden bir saldırı var. Bunu uluslararası platformlara taşımak gerek. Türkiye
B.M.’de Avrupa Konseyi’nde ve diğer platformlarda bizim sözcülüğümüzü yapabilir. Biz kendimizi Türkiye’ye bu denli yakın hissediyoruz. Dolayısıyla T.C. Hükümetinden daha çok destek bekliyoruz. T.B.M.M.’nin bölgeye bir gözlemci heyet göndererek olup biteni yerinde tespit etmesini bekliyoruz. Bunun yanısıra, insani yardıma devam edilmesi bizim açımızdan hayati önem taşıyor. Bir uçak dolusu ilaç ve gıda yardımı yapmışlardı. Bunun için çok teşekkür ediyoruz. Bu tür yardımlara ihtiyacımız var. Türk halkının, tarihi ve kültürel kardeşlik bağı bulunan Abhazya’da, Gürcistan’ın kaba kuvvetle sorunu çözme isteğine izin vermeyeceğine inanıyoruz.”
-Savaşın başlaması üzerine birçok ülkeden Abhazya’ya gönüllü geldi. Başta Türkiye’den olmak üzere diasporada yaşayan Çerkeslerden de gelen gönüllüler oldu. Bu konuda ne söyleyebilir siniz?
-“Sevinerek belirtmeliyim ki, Gürcistan’ın Abhazyaiya saldırısının hemen ardından, başta kardeş Kafkas Cumhuriyetleri’nden olmak üzere dünyanın birçok ülkesinden gönüllüler gelip, bizimle birlikte saf tuttu. Bu, gıpta edilecek bir dayanışma örneğidir. Diasporadan gelenlerle hem moral hem de fiziki olarak güçlendik. Bu kardeşlerimiz, dedelerinin zorla sürüldüğü bu toprakları savunmak için geldiler. Kahramanca mücadele ediyorlar. Çok iyi savaşçı olduklarını gösterdiler. Hepsine büyük sevgi duyuyorum. Hepsine tek tek teşekkür ediyorum. Abhaz mitolojisine göre, Tanrı, yeryüzünde kendisi için ayırdığı toprak parçasını biz Abhazlara emanet etmiş. O halde bu toprağı korumak, bizim için kutsal bir görev, yüce bir onurdur. Bu onuru, bu görevi paylaşan herkese selam olsun.”